Savaş Postası

2015 yılında metal dedektörlü bir grup, 2.Dünya Savaşı'nın son yıllarında İtalyanlar ile eski muttefikleri olan Nazi Almanyası arasında çatışmaların olduğu tepeleri aramaya başlarlar. Kasklar, Mermi kutuları, silah parçaları arasında, içinde bir kağıt olan ve ucu hafifçe kapatılmış bir mermi kovanı bulurlar. Kağıdı açtıklarında okuyamazlar çünkü şifrelidir. Bir süre sonra kağıdı Reddit forumuna atarlar ve birinden şöyle bir cevap gelir: "Büyükdedem İtalya'da görev yaptı. Bütün askeri malzemesi miras olarak bizde. Aralarında Şifreli mesajlara dair kitap da var. İşte yazılı olan şey; ONLAR - EL BOMBASI - ATIYOR - PİNİ - ÇEKİP - GERİ - ATIYORUZ DESTEK KUVVETLERİ BEKLEMEDE KALIN - GEREK YOK."  Fakat Almanlar, eski müttefikleri İtalyanlardan aldıkları bütün el bombalarını düşmanlarına Alman el bombalarında alıştıkları gibi tek pimi çekip atıyorlardı fakat İtalyanlar kendi el bombalarında çift pim kullanmışlardır. Bu iki pim olayını bilmeyen Alman askerleri sapı

Merhabalar çok sevgili okuduğunu anlamayan ve beni bu güneşli günde bir şeyler yazmak zorunda bırakan kişiler. Şimdi İmamoğlunun Rudaw'a verdiği reportajı "Klasik CHP kafası işte. Ne zaman iyi bir şey yapsalar, oylarını yükseltseler böyle bir şey yapıyor ve kendilerine zarar veriyorlar" minvalinde (tabi biraz daha sinirlice) bir eleştiri yazmıştım. Tabi bazılarınız bu eleştiriyi "A News" tarzı bir eleştiri sanarak hemen atladınız olaya ve eleştirmeye başladınız.  Şimdi sizlere neden İmamoğlunu eleştirdiğimi kısaca anlatacağım sayın bilak oğlanlar. Öncelikle son 15-20 senedir görüyoruz ki ülke seçmeninin %65-70i arası sağ partilere oy vermeye meyillidir. Yani kısacası ülkede iktidar olmak, HDP oylarından değil Sağ seçmenden geçer. Sağ seçmenden oy alamayan kimse iktidar rüyalarına dalmamalı. Neyse bunuda kenarıya koyalım. Öncelikle sağ seçmende bazı kelimelere karşı duyarlılık vardır bunun en iyi örneği şüphesiz "Faşist" kelimesidir. Bu kelime

Tunceli bölgesi 1960’ların sonundan itibaren Komünistlerin Mao fragsiyonu tarafından kabullenildi ve mao’nun adeta küçük beijing’i oldu. Mao’nun köy’den kente devrim teorisi ile silahlanan İbrahim Kaypakkaya, Doğu Perinçek, Ali Haydar Yıldız vb Maocular tarafından Tikko (Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu) adlı yasadışı illegal bir örgüt kuruldu. Bu örgüt 1973’te Ali Haydar Yıldız ve İbrahim Kaypakkaya’nın ölmesi sonucu zayıflasa da varlığını Kürtçülüğe dayanarak korumayı başardı. Türk solundan gerekli desteği görmeyen Tikko terör örgütü, Kaypakkaya’nın ve Perinçek’in kürtçü söylemlerinden güç alarak Pkk ile yakınlaşma gereği duydu. 80 öncesi Pkk burjuva tasfiyeci terör örgütü, Tikko ve diğer sol örgütleri kendilerine katılmaları için zorla, hatta örgütün üst düzey yöneticilerini tehdit ederek sindirme çabasına girişti. Avrupa’nın ve Anadolu’nun pekçok yerinde Pkk ve Tikko arasında silahlı çatışmalar yaşandı. Yunanistandaki bir mülteci kampında Tikko ve Pkk militanları birbirleri ile ç

  Bildiğiniz üzere dün İsrail'in Tel Aviv kentinde "Doğu Akdeniz Doğalgaz Zirvesi" toplandı.[1] Doğu Akdeniz doğal gaz rezervinin çıkartılıp işlenerek Girit üzerinden İtalya'ya boru hattı ile aktarılması ve oradan bütün Avrupa'ya dağıtımı için bir anlaşmaya vardılar. Bu boru hattının ( East Med Yahut Doğu Akdeniz Doğalgaz Botu Hattı) tahmini maaliyetinin 7 Milyar $ olması beklenmekte. Zirve sonrası açıklamada  "4 ülke Doğu Akdeniz'deki bölgesel işbirliğini arttırma, enerji bağımsızlığını destekleme ve güvence altına alma konusunda anlaştı" denilmesine rağmen Doğu Akdeniz doğalgazı üzerinde hak iddiası bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin zirvede olmaması aslında zirvenin Doğu Akdeniz doğalgazının paylaşımı için yapıldığı, Türkiye gibi hak iddası olan ülkelerin ekarte edilerek tahmini olarak 3 Trilyon $ (3 000 000 000 000$) değerindeki doğalgaz rezervinin [2] zirve ülkeleri arasında paylaşılması konusunda bir girişim olduğunu düşündürmekt

Venezüella’da günlerdir devam eden elektrik kesintisinden ötürü Devlet sokaklarda kontrolü kaybediyor, yağmaları durduramıyor ve polislerin kaypaklığını engelleyemiyor. Bu şartlar altında Maduro rejimi dış bir darbeyi karşılayabilecek güçte değil zaten ama emin olun dış müdahale şu noktada olmayacaktır. Neden? Çünkü ABD kendisine yakın yeni bir Suriye istemiyor. Bölgede uzun süren bir savaş hem Amerika’nın hem de bölgede olan müttefiklerinin çıkarını tehlikeye atmaktadır. Özellikle Küba, Venezüella ve Rusya arasında görüşülen ve olası iç savaş sırasında Rus yardımlarının gerekli durumlarda Küba üzerinden Venezüella’ya ulaşmasını sağlayacak anlaşma henüz halk desteğini tümüyle kaybetmemiş bir Maduro’yu aynı Bessar Esad gibi ülkenin başında tutabilir ve bölgeyi Suriye’ye çevirebilir. Bu durum tabi ki ABD’nin arka bahçesinde isteyeceği türden bir şey olmamakla birlikte yine güney ve orta Amerika’da, ABD karşıtı güçlerin aktifleşmesi olasılığı komple bir kıtanın karışmasına sebebiye

F-35 geliyordu, gelmiyordu tartışması sonrası biraz bir araştırayım dedim ve  F-35'in yeteneklerinden bazı korkutucu özellikleri ve alternatif uçak alımı gibi konuları biraz irdeledim. Muhtemelen şimdi F-35 şöyle uçuyor, şöyle kaçıyor dememi beklediniz ama o biraz öyle olmayacak. Nitekim F-35 ağabeyimizi tek bir uçak gibi düşünmeyin, birbiriyle bağlantılı ve birbirini kontrol edebilen yüzlerce uçak. Yani eğer F-35 bir düşman unsur fark ederse onu kendi konsolu aracılığıyla 40 km2 içinde havada olan herhangi bir uçağın mühimmatını kullanarak vurabilir. Az yukarıda da söylediğim gibi birbiriyle bağlantılı bir çok uçak oluyor. Aynı olay deniz kuvvetleri ile de ilişkilidir eğer yakınlarda uçak yok ise deniz kuvvetlerine bağlı bir savaş gemisinden de ateşleme yapabilmektedir. Bunlar aslında güzel bir şey gibi gözükse de gayet korkutucu. Eğer farklı ülkeler birbirlerinin uçaklarını böyle manipüle ederlerse ciddi krizlere tanık oluruz. Mesela Türk-Yunan hattında bir it dalaşı sıras